BUZHİN
Çok çok uzak diyarlarda buzlarla kaplı, çok soğuk bir ülke
varmış. Bu ülkede dağlar, evler, arabalar, ve hatta oyuncaklar bile buzdanmış.
Ülkenin her yeri ya bembeyaz karlarla ya
da buzlarla kaplıymış. Ülkede beyaz ya da maviden başka hiçbir renk yokmuş.
Yılda bir kere bu ülkeye çok fazla kar
yağarmış. Herkes bilirmiş ki bu kar durduktan sonra
gökyüzünde buzlar ülkesinde eşi benzeri olmayan bir şey çıkarmış. Bu
şey beyaz değilmiş. Mavi değilmiş. Buzlar ülkesinin yılda sadece bir kere
görebildiği muhteşem bir şeymiş. Ama kimse bunun ne olduğunu bilmiyormuş. Bu
karın yağmasıyla yılda bir kere şenlikler düzenlenirmiş buzlar ülkesinde.
Bu ülkenin bir de kötü bir buzlar kraliçesi
varmış. Kraliçe herkese çok kötü davranır, insanlara buz sarayı için ağır buz
kütlelerini taşıtırmış. Bir de çok gizemliymiş bu kraliçe, çok konuşmazmış, her
zaman asık suratlı ve sinirliymiş. Bu gizemli kraliçenin bir şeyler sakladığı
dedikodusu kulaktan kulağa yayılış bütün ülkede.
Bu ülkede çocuklar kar olduğunda; kar topu
oynar, kardan heykeller yapar,
buz pateni yapar, buz oyuncaklarla oynarlarmış. Ama içlerinde bir çocuk
varmış. Adı Buzhin’miş. Buzhin hep mutsuzmuş. Çünkü Buzhin zayıf, sakar, kısa
boylu bir çocukmuş. Buzda oynamayı bırakın bir türlü yürüyemez hep kayar düşermiş. Bu yüzden Buzhinle kimse oynamak
istemez üstüne üstün birde dalga geçerlermiş.
Buzhin çok üzülürmüş, canı hiç kimseyle oynamak istemezmiş.
Yine yılın o günü gelmiş. Çocukların hepsi birlikte yapması saatler süren kocaaaman bir heykel
yapmışlar birlikte. Buzhin de merak etmiş bu heykeli, tam yanından geçerken
Buzhin bir anda dengesini kaybetmiş. Olan olmuştu bir kere ayağı kaymıştı. Buzhin’in çok uğraşmıştı düşmemek için ama ne kadar uğraşsada heykelin üstüne
pat diye düşüvermişti. Bu onun utanç
duyduğu en büyük sakarlık olmuştu. Ne yapacağını bilemeyen Buzhin ayağı
kalktığında diğer çocukların ona doğru geldiğini gördü. Çocuklar “-Sen hep
bizim oyunumuzu bozuyorsun git buradan.” diyerek Buzhin’i saraya giden buz arabalarının birisinin içine
attılar. Buzhin’in boyu kısa olduğu için çıkamadı içinden ve kötü kraliçenin sarayına doğru yola koyuldu.
Buz arabaları saraya girdi. Festivallere
katılamayacağı için üzülüyordu ama Buzhin büyülenmişti. Sarayın içi muhteşemdi. Arabadan hiç ayrılmadan taşınan buzların arkasına gizlenerek sarayı izledi. Birden kraliçenin sesi duyuldu Buzhin hemen saklandı. Kraliçe “- En sondaki buz arabası gizli odaya gitsin. Hemen!” dedi.
Buzhin yıllarca bütün halkın merak ettiği kraliçenin sırrını öğrenmeyi o anda
aklına koymuştu. Hemen en sondaki arabaya geçerek gizlendi. Arabayı odaya kadar başkası taşıdı. Ama odaya kraliçe
soktu ve hemen kapıyı kilitleyerek odadan çıktı. Buzhin o sır dolu oda da tek
başına heyecanla yavaş yavaş kafasını dışarı çıkarttı.
Ses yapmadan yavaşça çıktı arabadan bir de
ne görsün! Buzların arkasından parlayan bir şeyler var. Buzhin heyecanla
yaklaştı yaklaştı. Ve gördüklerine inanamadı. Buradaki şey her sene
festivallerde gördüğü şeye çok benziyordu ama o değildi…
Hikayenin sonunu özellikle yarım bıraktım çocukların tamamlaması için. Hikayenin en heyecanlı yerinde çocukların kendi fikirlerinin hayallerinin devreye girmesi onların hikayeyi kahramanları daha çok benimseyebilmelerini sağlayacağını düşündüm. Çocukların, hikayeyi tamamlama sırasında yaratıcı fikirlerinin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz :)